Prof.Dr.Ender YARSAN
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı
   
 

GELİŞMEYİ HIZLANDIRICI MADDELER

Prof.Dr.Ender YARSAN
A.Ü.Veteriner Fakültesi
Farmakoloji ve Toksikoloji
Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi

Ülkemizde anabolik hormonların kullanılması 1992 yılından itibaren yasaklanmıştır. Bugün ülkemizdeki mevcut uygulama 2003 yılında çıkartılan “Gıda değeri olan hayvanlara uygulanması yasaklanan ve belli şartlara bağlanan hormon ve benzeri maddeler hakkında Tebliğ”  (2003/18) ile düzenlenmektedir. Bu Tebliğe göre stilbenler, antitroidal maddeler, anabolizan amaçlı kullanılan steroidler, zeranol dahil beta rezorsilik asit laktonlar ve beta agonisti maddeler’in anabolizan amaçlı kullanılmaları yasaktır. Aynı şekilde bu türden maddelerin imal edilmesi, satılması, bulundurulması ve uygulanmaları da yasaktır. Ancak özellikle erkeklik ve dişilik hormonlarının tedavisel amaçla ve zootekni amaçlı kullanılmaları veteriner hekim kontrolünde ve reçete ile olacak şekilde mümkündür. Ancak bu durumda da uygulama ile ilgili belirli kriterler söz konusudur. Bu türden ilaçlar implant şeklinde olamazlar; enjeksiyonluk, vaginal sünger yada spiral tarzda olmaları gerekir.

Artan dünya nüfusu ve yaşam standardının yükselmesi fazla miktarda ve iyi nitelikli hayvansal kaynaklı besinlerin üretilmesini zorunlu kılmaktadır. Bunu sağlamak için, hayvanların bakım ve beslenmesi ile genetik yapısının iyileştirilmesi yanında, besi durumu ve verimlerini artırmak amacıyla ilaç vb maddelerin kullanılması da önemli bir yer tutmaktadır.
İlk kez 1940’lı yılların sonuna doğru uygulamaya giren ve bugün hemen tüm hayvancılık işletme kollarında kullanılmaları vazgeçilmez hale gelen bu maddeler sayesinde, 1940’lı yıllarda 1.4 kg ağırlığa ulaşmak için 15 haftadan uzun bir süre beslenen ve yaklaşık 7 kg yem yedirilen etlik piliçler, bugün 6-7 haftada 3-4 kg yemle 1.8-2 kg’a çıkabilmektedir.

Hayvanlarda gelişmeyi hızlandırıcı olarak kullanılan maddeler;

  • Anabolik maddeler
  • Antibiyotikler
  • Vitamin ve mineraller
  • Rumen sindirimi değiştiricileri
  • Nöroleptikler
  • b-2 reseptör uyarıcıları
  • Enzim ve bakteri kültürleri

Antibiyotikler (Büyütme faktörleri)
Gelişmenin hızlandırılması, yemden yararlanmanın artırılması ve sağaltıcı amaçla kullanılırlar. Bu türden maddelerin etki şekilleri tam bilinmemekte;

  • Gizli seyreden enfeksiyonların etkenlerini etkilerler,
  • Gelişme hızın azaltan bakterileri baskılayarak,
  • Besin maddesi sentezleyen bakterilerin gelişimini
  • Vitamin ve büyütme faktörlerinin sentezini uyararak,
  • Bağırsakların emme yeteneğini artırarak.

Etkileri: Bakteri/mikropla bulaşık ortamlarda daha etkilidirler. Kanatlılarda gelişme hızı/yemi değerlendirme %5-25 artar. Yem tüketimi %6 azalır. Etki yaşa göre değişir. Sindirim kanalı bakteriyel florası ile ilgilidir.

Kullanım sakıncaları:

    • Dirençlilik durumu
  • Hastalıklara karşı tedavi şansı / başarısı azalır
  • Sağaltıcı kullanılanlar gelişme hızlandırıcı olarak kullanılmamalı
  • Uzun etkili müstahzarlar kullanılmamalı
    • Kalıntı durumu
  • Besin değeri olan hayvanlarda 2 yaklaşım söz konusu
  • Kesim öncesi bekletme süresine, kullanım aralığına uyulmalı, ilaçlı yemin karıştırma/yedirme hataları
  • Kalıntı ile karsinojenik etki
    • Bağışıklık sistemi
  • Bazıları çok küçük miktarları ile alerjik tepkimeler,
  • Kloramfenikol ölüme neden olabilecek kemik iliği ...
  • Kloramfenikolle aplastik anemi sıklığı 1/20 000-1/100 000
  • Penisilinle aplastik anemi sıklığı 1/65 000

Anabolik Maddeler
1930’ların başında ineklere inek hipofiz bezi ekstresi enjekte edildiğinde daha fazla süt elde edildiği dikkati çekti. Daha sonra bu etkinin hipofiz bezinden salgılanan büyüme hormonundan kaynaklandığı tespit edildi. Bununla birlikte o zamanlar teknoloji, bu materyalin kullanımı için hayvanlardan büyük miktarlarda temin edilmesine olanak tanımıyordu. Ancak 1980’lerde rekombinant DNA teknolojisi kullanılarak saf sığır büyüme hormonunun büyük miktarlarda üretilmesi mümkün olmuştur. 1993’te FDA bu maddeyi onayladı.
Dişi cinsiyet hormonu östrojenin de 1930’larda sığır ve kanatlılarda büyümeyi artırdığı tespit edildi. Östrojenin kimyası anlaşıldıktan sonra da büyük miktarlarda hormonun sentetik olarak üretilmesi mümkün oldu. Böylece 1947’de tavukların ve 1954 yılında da sığırların gelişimini arttırmak için sentetik östrojenler kullanılmaya başlandı. Dietilstilbestrol (DES), etçi piliçlerde ABD’de ticari olarak kullanılan ve ilk östrojenik olarak üretilen sentetik hormonlardan biridir. DES ayrıca insan hekimliğinde de bir ilaç olarak kullanılmıştır. DES’in kansere neden olduğu anlaşıldıktan sonra 1959’da piliçlerde ve 1979’da sığırlarda kullanımı yasaklanmıştır.
Hormonlar kimyasal yönden ya steroid ya da protein yapısında olurlar. Steroid yapılı hormonlar ağızdan alındıklarında sindirim kanalından emilerek vücutta etkinliklerini devam ettirirler. Örneğin doğum kontrol hapları steroid hormonlardır ve ağızdan kullanılırlar. Tersine protein yapıdaki hormonlar midede parçalanır ve ağızdan alındıklarında vücutta etkinlik gösteremezler. Bunun için genellikle protein yapılı hormonlar bir etki oluşturmak için vücuda enjeksiyonla verilmelidir.

Etkileri: Anabolik maddeler vücutta azotun tutulmasına, proteinler ve amino asitlerin parçalanmasının azalmasına yol açarak kas kitlesini artırırlar; vücutta, azot yanında, sodyum, potasyum, kükürt, fosfor ve klorun tutulmasına da sebep olurlar.
Androjenik-anabolik maddeler kemiklerde özellikle uzunlamasına büyümeyi hızlandırırlar; böylece, genç-büyüme dönemindeki hayvanlarda boyun uzamasına yol açarlar. Bu etkileri ile anabolik maddeler hayvanlarda canlı ağırlık kazancını %10-25, yemden yararlanmayı (birim canlı ağırlık artışı için daha az yem yemek) %5-10 arasında artırırlar; canlı ağırlıktaki artış daha az yağ içeren ama daha iyi nitelikli et hazırlanması şeklindedir. Zira, anabolik maddeler metabolizmayı kas kitlesi ve kemik şekillenmesini artırıcı ama yağ depolarının harcanması yönünde değiştirirler; çünkü, kas ve kemik dokunun sentezi için gerekli enerji miktarı aynı ağırlıktaki yağın sentezi için gerekenden daha az ve karkastaki su oranı da vücut yağından daha yüksektir. Bunun sonucu, hormon uygulanan hayvanlarda hormon verilmeyenlere göre belli miktarda verilen yem daha fazla canlı ağırlık artışı sağlar.

Uygulama Şekilleri:
Bu maddeler genellikle dikme tablet (implant) şeklinde kulak arkası deri altına uygulanır ve uygulama şekillerine göre; 

  • Sıkıştırılmış pelet- 90-120 gün etkili (sindirilir)
  • Silastik kauçuk tablet – 200- 400 gün etkili (sindirilmez)
  • Polilaktik asit tablet – 200 –400 gün etkili (yıkımlanır)

Uygulama tek kez yapılır, ikinci kez önerilmez. Kİ yolla da nadiren uygulanır (2-4 gün etkili). Bazıları yem katkı maddesi olarak kullanılır (Melengesterol asetat ve DES)

Kullanılmaları

  • Gelişmenin hızlandırılması, yemden yararlanmanın artırılması
  • Kronik zayıflatıcı hastalıklarda protein sentezini artırmak
  • Anemilerde kan yapımını teşvik etmek

Anabolik maddelerin güvenliği ve sakıncaları
Doğal hormonlar ve vücutta hidrolizle ana bileşiklere çevrilebilen esterleri ağızdan verildiklerinde zayıf şekilde etkilidirler; zira, karaciğerden ilk geçişte büyük ölçüde etkisiz veya zayıf etkili bileşiklere çevrilirler; özellikle safra aracılığında dışkı ve idrarla hızla atılırlar; insan ve hayvanlarda değişken ama fazla miktarda salgılanırlar; östojenik etkili maddeler, et ve süt yanında, vücuda diğer besinlerle de (soya, bezelye gibi) girerler.
Hayvanlarda salgılanan miktarları yaş, cinsiyet ve fizyolojik durumlarına göre önemli şekilde değişir; hormon uygulanmamış boğalar, gebe ve sağmal hayvanlardan sağlanan etlerde fazla miktarda bulunurlar. Dolayısıyla, bilinçli ve kontrollü bir şekilde kullanıldıklarında, anabolik amaçla kullanılan hormon kalıntısı içeren etler tüketiciler için tehlike oluşturmazlar.
Hayvanlarda gelişmeyi hızlandırıcı olarak anabolik madde kullanımının en önemli sakıncasını, kesim öncesi bekletme süresine uyulmadığında, hayvanların yenilebilir doku ve organlarında kalıntı bırakmaları oluşturur. Gerçekten de istenmeyen bu durum sebebiyle, 88/146/EEC Numaralı talimatla 01.01.1989 tarihinden itibaren Avrupa Birliği ülkelerinde anabolik maddelerin kullanımı ve hormonlu etlerin dış alımı yasaklanmıştır. Ülkemizde Tarım Bakanlığı, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünün 07.08.1989 tarih ve 6 sayılı genelgesiyle dış alımı yapılan canlı hayvan ve karkas etlerinin hormon kalıntıları bakımından analizlerinin yapılması zorunlu kılınmıştır. Nitekim, 1989-1995 yılları arasında, çeşitli hayvan türlerine ait 18161 et ve idrar örneği bu yönden analiz edilmiş; 67 idrar örneğinde 19-nortestosteron (32 örnek), zeranol (2 örnek) ve östradiol-7b (33 örnek) kalıntısı bulunmuştur. Ayrıca, bakanlık tarafından aynı dönemde iç piyasadan sağlanan 1317 sığır etinin (örneklerin kulak altı bölgesinden alındığı belirtilmiştir) 7’sinde 21-180 ppb arasında zeranol kalıntısı bulunmuştur.
Kalıntı miktarı ve maruziyet süresi dikkate alınmaksızın bir değerlendirme yapıldığında, bu türden kalıntı içeren besinleri tüketen insanların, cinsiyet özelliklerinde değişiklikler yanında, çeşitli doku ve organlarda tümör sıklığında artış olabileceği öngörülür. Gerçekten de, özellikle gebelik önleyici amaçla olmak üzere, uzun süreli kullanılma durumunda, östrojenik maddeler başta meme bezi, uterus, testis, böbrek, kemik ve diğer doku ve organlarda tümörlerin gelişmesine sebep olurlar; Örğ östrojenik maddeler endometriyal kanser sıklığını 5-15, meme tümörlerini ise 2-6 katı artırabilir. Diğer yandan, deney hayvanlarında yapılan çalışmalarda, bu maddelerin çeşitli doku-organlardaki tümoral gelişmelere kendi reseptörlerine olan etkilerinin aracılık ettiği ve bu yapıların cinsiyet hormonu reseptör sıklığıyla yakın ilişkili olduğu; bu etkiye fizyolojik miktarın çok üzerindeki miktarlarda yol açıldığı ortaya konulmuştur.
Amerika’da FDA tarafından kas dokuda güvenli miktarlar olarak belirlediği tolerans düzeylerinde (östradiol için 0.12 ppb, progesteron için 3 ppb, testosteron için 600 ppb), kalıntı halinde etle alındığında bile, erginlik yaşına erişmemiş çocuklarda günlük olarak salgılanan miktarın %1’ine eşit veya daha az olduğu; etlerde tüketici sağlığını olumsuz yönde etkileyecek miktarda kalıntıya yol açmayacağı için, bu hormonlarla ilgili izleme-kontrol programlarının gereksiz olduğu; ve mevcut analiz yöntemleriyle gelişmeyi hızlandırıcı amaçla kullanılan bu hormonlar ile doğal hormonlar arasında ayrım yapılamayacağı sonucuna varılmıştır.
AB ülkelerinin kararı bilimsel görünmemektedir; zira, konuyla ilgili AB komitesi 1987 yılında (Prof.Lamming ve 15 bilim adamından oluşmakta) sığırlarda doğal veya sentetik hormon kullanımının tüketici sağlığı için herhangi bir zararlı etkisinin olmayacağı sonucuna varmıştır. Ama, buna rağmen, AB ülkeleri anabolik amaçlı hormon kullanımını yasaklamıştır. AB’nin bu kararında, hormon kullanımına seçenek oluşturan diğer uygulamalar (sürekli seçim ve embriyo nakli ile yüksek verimli damızlık hayvan yetiştirme programlarının yürürlüğe konulması, bakım ve besleme şartlarının iyileştirilmesi, rumen sindirimi değiştiricilerinin kullanılması, hastalıkların kontrol altında tutulması gibi) sonucu hem et ve hem de süt üretiminin talebin çok üzerine çıkmasının önemli etken olduğu sanılmaktadır.
Anabolik maddelerin kullanılan hayvan üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Örğ östrojenler iğdiş danalarda dişilik belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açabilir; bu durum ise hayvanın besicilikten çıkarılmasına ve ekonomik kayba sebep olur.
ABD’de (Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya’da da) gelişmeyi hızlandırıcı olarak kullanılmak üzere onaylanmış 6 farklı steroid hormon vardır; östradiol, progesteron, testosteron, zeranol, trenbolon asetat ve melengestrol asetat. Östradiol ve progesteron doğal dişi cinsiyet hormonlarıdır, testosteron doğal erkek cinsiyet hormonu, zeranol, trenbolon asetat ve melengestrol asetat ise sentetik büyüme artırıcı (hayvanların hızlı büyümesini sağlayan hormon benzeri kimyasal maddeler) maddelerdir. Günümüzde ABD federal yasaları bu hormonların sığır ve koyunların gelişimini hızlandırmak için kullanımına izin vermekte ama kanatlı (tavuk, hindi, ördek) ve domuzlarda kullanımına izin verilmemektedir. Daha önce adı geçen protein yapılı hormon olan rbGH’in süt üretimi için kullanımına da FDA tarafından izin verilmekte ama bu hormon besi sığırlarında kullanılmamaktadır.

Ülkemizde bu türden maddelerin kullanılması 1992 yılından itibaren yasaklanmıştır. Bugün ülkemizdeki mevcut uygulama 2003 yılında çıkartılan “Gıda değeri olan hayvanlara uygulanması yasaklanan ve belli şartlara bağlanan hormon ve benzeri maddeler hakkında Tebliğ”  (2003/18) ile düzenlenmektedir. Bu Tebliğe göre stilbenler, antitroidal maddeler, anabolizan amaçlı kullanılan steroidler, zeranol dahil beta rezorsilik asit laktonlar ve beta agonisti maddeler’in anabolizan amaçlı kullanılmaları yasaktır. Aynı şekilde bu türden maddelerin imal edilmesi, satılması, bulundurulması ve uygulanmaları da yasaktır. Ancak özellikle erkeklik ve dişilik hormonlarının tedavisel amaçla ve zootekni amaçlı kullanılmaları veteriner hekim kontrolünde ve reçete ile olacak şekilde mümkündür. Ancak bu durumda da uygulama ile ilgili belirli kriterler söz konusudur. Bu türden ilaçlar implant şeklinde olamazlar; enjeksiyonluk, vaginal sünger yada spiral tarzda olmaları gerekir.

Kalıntı İzleme programları
Östradiol, progesteron ve testosteron hayvanlar tarafından üretilen doğal yapılı cinsiyet hormonları olduğu için hayvanlara dışarıdan uygulanan ile kendi vücutlarında bulunanları ayırt etmek mümkün olmadığından düzenli kalıntı izleme mümkün değildir. Bununla beraber zeranol ve trenbolon asetat kalıntılarını belirlemek mümkündür. FDA bunlarla ilgili tolerans limitlerini belirlemiştir. ABD Tarım Bakanlığı Gıda Güvenliği Gözlem Merkezi (FSIS) zeranol kalıntıları için sığır etlerinde izleme yapmaktadır. Ayrıca herhangi bir yasadışı kullanım için de DES kalıntılarını izlemektedir. AB ülkeleri 96/23/EC sayılı yönerge ile Türkiye ise bu yönergeye uygun olarak hazırlanan ve 19 Ocak 2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan “Canlı Hayvanlar ve Hayvansal Ürünlerde Belirli Maddeler ile Bunların Kalıntılarının İzlenmesi İçin Alınacak Önlemlere Dair Yönetmelik” gereği bu ve benzeri kalıntı izleme programları içine almıştır.

Sınıflandırma ve özellikleri

  • İlk grupta; vücutta şekillenen doğal steroid hormonlar (testosteron, östradiol 17b, progesteron)
  • İkinci grupta; doğal hormonların yarı-sentetik ve sentetik türevleri ve esterleri (benzoat, enantat, ...)
    • Testosteron türevleri (boldenon, stanazolol, ...)
    • 19-nortestestoron türevleri (nandrolon, miboleron, trenbolon)
    • Progesteron benzerleri  (melengesterol asetat)
  • Üçüncü grupta steroid yapılı olmayan stilbenler (DES)
    • Büyüme hormonu, somatotropin, somatomedinler, zeranol

Östradiol-17b
Bilindiği gibi, insanlar da dahil, hayvanların vücudunda şekillenen en önemli dişilik hormonudur. Dolayısıyla, gelişmeyi hızlandırıcı olarak kullanılmasa da, yenilebilir doku ve organlarda normal olarak bulunur; miktarı ise hayvanın yaşı, türü ve fizyolojik durumuna göre önemli şekilde değişir.
Gelişmeyi hızlandırıcı olarak genellikle kulak arkasına deri altı yolla dikme tarzında 10-15 mg miktarlarda uygulandığında, buradan günlük olarak salıverilen östrojen miktarı yaklaşık 60 µg’dır. Salıverilen bu miktardaki östrojen hayvanların bazı doku ve organlarında östrojen seviyesinde 2-5 katı artışa yol açmaktadır; en yüksek artış karaciğer ve yağ dokuda olmakta ama kaslardaki hormon miktarı hiç değişmemekte ve hormon uygulanmayanlarda olduğu şekilde normal sınırları içinde kalmaktadır.
Kontrollü şekilde hormon kullanılmış hayvanlardan sağlanan etten 500 g miktarda yenilmesi ile vücuda girecek östrojen miktarı erkeklerde günlük olarak salgılanan hormon miktarının 1/15.000’i, dişilerdekinin de bir-kaç milyonda biri kadardır. Hatta, erginlik dönemi öncesinde çocuklarda günlük salgılanan hormon miktarı (ortalama 0.0065 mg) bile 500 g etin yenilmesiyle vücuda girecek olandan binlerce kez daha fazladır. Bu sebeple, DSÖ/GTÖ ortak komitesi östrojen uygulanan hayvanlardan elde edilen etin insanlarda hormonal etkiye yol açmayacağı ve böylece zehirli de olmayacağı ve halk sağlığı için herhangi bir sakınca doğurmayacağı sonucuna varmıştır.

Testosteron
Bu madde erkeklerden salgılanan en önemli erkeklik hormonudur. Çiftlik hayvanlarının serumunda oldukça yüksek yoğunluklarda (1-5 ng/ml) bulunur; bu düzeyde hormon güçlü anabolik etki oluşturur. DSÖ/GTÖ ortak komitesi, östrojenle ilgili aynı kararı, testosteron için de almıştır.

Progesteron
Bu madde dişilerde, özellikle gebelik sırasında olmak üzere, fazla miktarda salgılanır; erkeklerde de günde belli miktarda (0.4-0.45 mg) salgılanır. Kız çocuklarında erginlik yaşına kadar günde 0.15 mg, kadınlarda kızgınlığın folliküler döneminde 1.5 mg, luteal döneminde 10-20 mg ve gebeliğin son üç ayında 250-300 mg’a kadar değişen miktarlarda progesteron salgılanır. Progesteron, hormonal etkiye yol açacak miktarlarda kullanılması durumunda deney hayvanlarında meme bezi, yumurtalık, uterus ve vaginal tümörlere yol açabilir. Kontrollü bir şekilde anabolik olarak kullanılması halinde, 500 g ette bulunacak progesteron miktarı (yaklaşık 300 ng) erginlik öncesinde çocuklarda günlük olarak salgılanan hormon miktarından (150 µg) 500 kez daha az (300 ng/500 g et, 0.15 mg/çocuk) olacaktır.

Bu sebeple, DSÖ/GTÖ ortak komitesi, östrojenle ilgili aynı kararı, progesteron için de almıştır. Progesteron benzeri etkili anabolik maddelerin en önemlisi melengestrol asetattır. Bu madde düvelerde kızgınlığı baskı altına alarak gelişmeyi hızlandırmak için de kullanılır.

Trenbolon
Androjenik-anabolik özellikte 19-nortestosteron türevi olan bu madde trenbolon asetat (TBA) şeklinde kullanılır. Hormon dişi sığır ve koyunlarda oldukça güçlü bir anaboliktir; östrojenle birlikte kullanıldığında, iğdiş danalarda da son derece etkilidir.
Bu maddeyle ilgili, özellikle tümör oluşumuna yol açıcı etkisi olmak üzere, FDA da dahil, çeşitli kuruluşlar tarafından çok sayıda çalışma yapılmıştır. Sonuçta, bileşiğin genotoksik olmadığı ama yeme 50-100 ppm gibi çok yüksek miktarlarda katılıp verildiğinde, pankreas ve karaciğerde tümör sıklığında artışa yol açtığı ortaya konulmuştur. Bunun üzerine, FDA, TBA’nın genotoksik olmadığı ve genetik yapı dışındaki mekanizmalarla, uzun süreli maruziyet durumunda, tümör oluşumuna yol açtığı ve buna ilişkin düzenlemelerin (tolerans düzeyi gibi) hormonal etkiye yol açmayan miktara göre ayarlanması gerektiği sonucuna varmıştır.

Zeranol
Bu b-rezorsilik asit-lakton-steroid yapıda olmayan anabolik bir maddedir; deri altına dikme tarzında uygulanır. Östrojenik bir madde olan zeranolun uterustaki östrojen reseptörlerine ilgisi östradiol-17b’nın %15’i kadardır. Zeranol gelişme hızını %15’e ve yemi değerlendirmeyi de %10’a varan oranda artırır.
DSÖ/GTÖ ortak komitesi, zeranol için kabul edilebilir günlük alım miktarını 0.0-0.5 µg/kg/gün, tolerans düzeyini de sığır etinde 2 ppb ve karaciğerinde 10 ppb olarak kabul etmiştir.

Stilben türevleri
Bu grupta bulunan maddelerin başlıcaları DES ve heksoestroldur. DES’den vücutta mutajenik ve hücre zehiri olarak etkiyen en az 3 metabolit şekillenir; bu sebeple, yetmişli yılların sonunda tüm dünyada kullanımı yasaklanmıştır.

Büyüme hormonu
Büyüme hormonu hayvanlarda ağırlık kazancını %5-8 arasında artırır ve yemi değerlendirmeyi yükseltir. Keza, süt verimini de %20’ye varan oranda artırabilir. BH’u günde 20-25 mg miktarda verilir veya belirtilene eşdeğer miktarda madde salıveren uzun etkili müstahzarları şeklinde hazırlanarak kullanılır.

b2-adrenerjik reseptör uyarıcıları
Bu grupta bulunan klenbuterol, salbutamol, simaterol gibi maddeler yağ dokuda dağılan b2-adrenerjik reseptörlere (bu reseptörler bazen b3-olarak da ifade edilir) olan etkileri (yağların erimesine yol açıcı ve sentezini azaltıcı etkileri) sebebiyle, son yıllarda hayvanlarda gelişmeyi hızlandırıcı olarak kullanıma girmişlerdir. Birçok ülkede klenbuterolun gelişmeyi hızlandırıcı olarak kullanılması yasaklanmıştır.

Vitamin ve mineral maddeler
Hayvan yemlerine düşük düzeyde katılan vitamin A, arsenik, kobalt, bakır gibi maddeler hayvanlarda gelişmenin hızlanması ve yemden yararlanmanın artmasına sebep olur.

Rumen sindirimi değiştiricileri
Gevişenlerde bazı maddeler rumendeki bakteri topluluğunu etkileyip, sindirimi daha fazla oranda propiyonik asit oluşturacak şekilde değiştirerek, daha fazla miktarda ATP hazırlanmasına sebep olurlar. Buna karşılık, asetik asit ve butirik asit ile hidrojen şekillenmesi azalır; sonuçta, hidrojen ve karbondioksitin birleşerek metan şekillenmesi ve enerji kaybı önlenir. Böylece, hayvanların nişastalı-şekerli maddelerden oluşan enerjiyi daha faydalı şekilde kullanmaları sağlanır.
Bu amaçla en fazla kullanılan maddelerden birisi monensindir; ayrıca, lasalosid, narasin, avoparsin gibi maddeler de kullanılabilir.

Enzimler ve probiyotikler
Hayvan yemlerine katılan ve besin maddelerinin sindirimini gerçekleştiren amilaz, lipaz, proteaz gibi enzimleri içeren preparatlar; bazı özel Lactobacilli ve Streptococci suşlarını içeren yem katkı maddeleri hayvanlarda yemin değerlendirilmesini artırırlar.

Nöroleptikler
Gelişmeyi hızlandırıcı etkileri farmakolojik etkilerinin doğal bir sonucu olarak enerji harcanmasının azaltılmasıyla ilgili olması muhtemeldir. Yalnız, nöroleptiklerin bu amaçla kullanımı bugün büyük ölçüde terk edilmiştir.

Kaynak:
Kaya,S., Pirinçci,İ. (2007): Gelişmeyi hızlandırıcı maddeler. Alınmıştır: Veteriner Farmakoloji Cilt 2, Baskı 4. (Editör: S.Kaya). Medisan Yayın Serisi: 65. Ankara.