Prof.Dr.Ender YARSAN
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı
   
 
Mustafa YARSAN (1947-2000)

Seni Hiç Unutmadık
Hep kalbimizdesin, gönlümüzdesin; mekanın cennet olsun...  
 
Rahmetli Babam 1947 yılında Ankara ili Kızılcahamam İlçesinde doğdu. İlkokulu Köyü’nde (Otacı- Şıhlar) tamamladıktan sonra Ortaokul ve İmam Hatip Lisesi tahsilini Ankara’da yaptı. Okulu bitirdikten sonra önce Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görev yaptı. Daha sonra Emekli olana kadar devam edeceği Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü’nde çalıştı. 1995 yılında bu kurumdan emekli oldu.

1967 yılında annem Kezban Yarsan ile evlendi. 1968 yılında Ender ve 1970 yılında Yasin adında iki oğlu dünyaya geldi. 1970-1971 yıllarında Askerlik görevini ifa etti. Tekirdağ ve Balıkesir Burhaniye’de bu görevini tamamladı. Rahmetli Babam 9 Kasım 2000 yılında vefat etti. Mekânı Cennet Olsun…

Şimdi geriye dönüp bakıyorum. Bizde ne gibi hatıraları vardı? Nasıl bir iz bıraktı? Babam bizimle çoğu zaman bir arkadaş gibiydi. Bizimle arasına hiçbir zaman bir mesafe koymadı. Her zaman ona ulaşabildik ve onunla çok rahat bir şekilde iletişim kurabildik. İyi bir baba ve aile reisi oldu. Bizim iyi bir eğitim alabilmemiz ve ileriye dönük hayata hazırlanabilmemiz için elinden gelen gayreti gösterdi. Siz istediğiniz sürece ben ‘’Ceketimi satar sizi okuturum’’ derdi. Çok şükür bizler onun hevesini boşa çıkarmadık ve O bunları da dünya gözüyle gördü. Ancak yine de özellikle hayatımın belli aşamalarında onun yanımızda olmasını ve bunları görmesini çok isterdim. Bu düşünceyle birlikte bizler O’nu hep yanımızda hissettik. Büşra, Betül, İrem Okula başladıklarında inanıyoruz ki O, torunlarını gördü, Mustafa Alp doğduğunda O da çok sevindi ve onun kendisine benzeyen hareketlerinden dolayı mutlu oldu. Benim akademik ilerlemelerimde O da bu sevince çiçek göndererek ortak oldu.

Rahmetli babam çevresi ile de uyumlu bir kişiydi. Gerek akrabaları arasında gerekse arkadaş çevresinde sözü dinlenir bir kişiydi. Herkes sözüne itibar ederdi. Sinirli olduğu da çevresindekiler tarafından hep söylenmiştir. Ancak ben Babamın boş yere ve haksız olarak bir kişiye kızdığını görmedim. Sinirliydi, sözünü esirgemezdi, doğruyu doğrudan söylerdi. Kalbinde hiçbir art niyet ve kötülük olmazdı. Sinirliliği de herhalde bundandı.

Çocuklarla iyi anlaşırdı, onları severdi. Geriye dönüp baktığımızda bu sevgi bizde çok güzel anılar bıraktı. Mahallemizdeki çocukları bir araya toplar kendisi de bizimle olduğu halde her hafta sonu yakın çevremizdeki futbol oynayabileceğimiz yerlere götürürdü. Bu durum bizler arasında halen devam eden güçlü arkadaşlık bağlarının kurulmasını sağladı. Rahmetli babam kendisinin de gençliğinde çok top oynadığını söylerdi. Fanatik bir Fenerbahçeli idi.

Hayatın kaçınılmaz şekilde getirdiği sıkıntılar, stres ve bunların üstesinden gelme düşüncesiyle fazlaca içilen sigara. Biz kendimize göre ne kadar erken olduğunu düşünsek de muhakkak ki her insan için takdir edilen bir süre var. İnsan bu ömrü tüketir ve kaçınılmaz son bir vesileyle ortaya çıkar. Rahmetli Babamın kısa süreli bir rahatsızlığı oldu. Bunu biraz da böbrek taşı ile ilgili rahatsızlığına bağladı. Ancak 2000 yılı 9 Kasımında aramızdan ayrıldı. Kendisini Rahmetle anıyoruz, Mekanın Cennet Olsun.

 

Ender YARSAN

 

ÖZLEDİK SENİ


Elinde tesbih, ağzında sigara,
Hiç mi acımadın bizlere Baba,

Üzülürler, kahrolurlar diyemedin mi,
İnan ki çok çok Özledik  Seni…

 

Hiç mi aklına gelmedi ölüm,
Ayrılık acısı inan bir zulüm,
Bizi terk edişin, bize sanki dün,
İnan ki çok çok Özledik Seni…

 

Bize Baba değil bir arkadaştın,
Annem ise bu dünyada en büyük sırdaşın,
Dayım dersen, sen abi o ise kardeşin,
İnan ki çok çok Özledik Seni…

 

Torunların dilinde Mustafa Dede,
Kayınpeder değil Babaydın bize,
Evladını yitirdi Annanne, Mehmet Dede,
İnan ki çok çok Özledik Seni…

 

Bir Berat günü yaşlı gözlerle,
Dillerde dua, ellerde mendille,
Herkesin gönlünde büyük bir hüzünle
İnan ki çok çok Özledik Seni…

 

Yasin YARSAN