Prof.Dr.Ender YARSAN
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı
   
 

III. TÜRKİYE ZOONOTİK HASTALIKLAR SEMPOZYUMU (ULUSLAR ARASI KATILIMLI)
1-2 Kasım 2010 (TOBB Üniversitesi ETÜ Sosyal Tesisleri)
Prof.Dr.Ender YARSAN
TVHB Merkez Konseyi Üyesi


Sayın Müsteşar, Sayın Genel Müdürler, Sayın Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanı, Sivil Toplum Kuruluşlarının Değerli Başkanları ve Temsilcileri, Saygıdeğer Katılımcılar
Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Adına Hepinizi Saygıyla Selamlıyorum.
Değerli katılımcılar bilindiği üzere Zoonotik Hastalıklar Sempozyumunun ilki 2006 yılında gerçekleştirildi. İkincisi 2008 yılında yapılan Sempozyumun üçüncüsü; Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği ile TVHB tarafından organize edilmektedir. Bu şekliyle değerlendirildiğinde Sempozyumun gelenekselleşmiş olması; aynı zamanda Tek Tıp Tek Sağlık yaklaşımının somut bir uygulaması olması açısından da son derece önemlidir.

Günümüzde insan ve hayvanları ilgilendiren 200 kadar zoonoz hastalık bildirilmiştir. Bu Sempozyum kapsamında Tularemi, Batı Nil Ensefaliti, Hanta Virüs, Brusella, Kuduz, Antrax, KKKA konuları ayrıntılı şekilde işlenecektir.
Bilindiği gibi; Zoonoz teriminin kökeni Yunanca zoon yani "hayvan" ve nosos yani "hastalık" sözcükleridir. Örneğin Kuduz, Antrax, Brucelloz gibi hastalıklar bu kapsamda değerlendirilir. Enfeksiyon etkenin rezervuarı genellikle bir hayvandır. Yaşadığımız dünyada hayvanlarla  olan direk temas ve hayvansal gıdaların tüketilmesi nedeni ile zoonoz hastalıklara yakalanmak her zaman mümkündür.  Bu açıdan bakıldığında zoonoz hastalıklardan uzak Steril bir dünya düşünülemez.
Zoonoz kavramı üzerinde ilk çalışma Alman patalog Dr.Rudolf Virchow tarafından yapılmıştır. Dr.Virchow’un (1821-1902) domuz kas dokusunda Trichinella spiralis’in yaşam siklusu ve zoonoz önemi ile sığırlarda sistiserkoz ve tüberkülöz üzerine deneysel çalışmaları yürüttüğü ve 1849 yılında hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar için zoonoz tanımını kullandığı görülmektedir. Yine modern tıbbın ve veteriner patolojinin öncü isimlerinden Kanadalı Doktor Sir William Osler’de (1849-1919), Dr. Virchow ile birlikte Berlin’de bu konular üzerine beraber çalışmışlar, tıp ve veteriner hekimliği arasında çok yakın ilişki olduğunu ortaya koymuşlardır. Dr. Virchow’un çalışmalarının etkisi ve veteriner hekimliğe olan desteği sonucu önce Avrupa’da daha sonra ABD’de veteriner hekimler tarafından düzenli et muayenesi uygulaması başlamıştır.

Değerli katılımcılar; Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyadaki ölümlerin % 20 -25 Enfeksiyonlardan kaynaklanmakta ve bunun da % 60‘ının zoonotik nitelikte olduğu ifade edilmektedir. İnsanlarda 1,415 infeksiyöz etkeni hastalık nedeni olarak belirlenmiştir. 38 hayvan hastalığı geçtiğimiz 25 yıl içerisinde insan sağlığını etkilemiştir. 177 infeksiyöz etkeni de “yeni ve yeniden önem kazanan etkenler” olarak kabul edilir. Bu “yeni” etkenlerin %75’i zoonotik olarak bilinmektedir. Aynı şekilde Bioterör için kullanılan etkenlerin % 80‘i Yeni Zoonozlardır; SARS, BSE, Batı Nil Ensefaliti, Ebola, KKKA, Kuş Gribi gibi.
Çevre Kirliliği ve Ekolojik dengedeki bozulma birçok mikroorganizmaya tür bariyerini aşarak yeni konakçıları enfekte etme özelliği de kazandırmıştır. İklim değişikliği, vektörler vasıtasıyla patojenlerin menzilini arttırmıştır. Örneğin, Mavi Dil hastalığı daha önce sadece Subtropik bölgelerde görülürken; vektör sinekler daha sonraki dönemlerde Orta Avrupa ülkeleri ve İskandinav ülkelerine de ulaşmıştır. 
Ülkemizde Koyun ve Sığırlarda Brucella prevalansı hem bireysel hem sürü insidensi yönüyle oldukça yüksektir. Bireysel % 2; sürü insidensi % 10’dur. Sığırda Tuberculos hastalığında ise bireysel insidens % 10, sürü insidensi ise % 40’tır. Gelişmiş ülkelerde Disiplinler arası işbirliği Kuduzu büyük ölçüde eradike etmiştir; fakat geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde yılda 55 000 ölüm görülmektedir. Ülkemizde ise hala yılda 1–2 insan vakası görülebilmektedir.
Değerli katılımcılar eğer bir ülke zoonotik hastalıklar açısından hayvanlarda iyi bir mücadele göstermiyorsa ve hayvansal ürünlerini güvenli bir şekilde pazara sunamıyorsa o ülkenin insanları çok sayıda zoonotik etken açısından risk altındadır.
Dünya Sağlık Örgütü, Gıda ve Tarım Örgütü, Salgın Hastalıklar Ofisi ve UNICEF gibi kuruluşlar zoonozlarla mücadeleyi; Uluslar arası işbirliği ve multidisipliner bir konu olarak görmekte ve değerlendirmektedir.
Bütün bu düşüncelerle hepinizi tekrar saygıyla selamlıyor; Sempozyumun başarılı ve verimli geçmesini temenni ediyorum. Saygılarımla…